Into The Wild (2007)


Sağda güneş yükseliyordu kuzeye giderken!


Into The Wild, üniversiteden mezun olduktan sonra, her şeyi geride bırakıp kendini vahşi hayatın kucağına ve tabiat ananın kollarına emanet eden Christopher McCandless’ın gerçek hayat hikayesini anlatan, bir kişisel yolculuk ve deneyim öyküsü. Benliğini bulma arzusundan çok, artık keşfettiğine inandığı kimliği gereği “hedef Alaska” sloganıyla kuzeye doğru yola çıkan Christopher, modern hayatın ‘budur’ dediği tüm dayatmalara sırtını döner ve hatta adını bile Alexander Supertramp olarak değiştirmeyi uygun görür.


Film bu gerçek yol hikayesini, karşılaşılan karakterler, zorluklar ve olaylar ile bütünleyip, kimi noktalarda Alex’in kendi ayakları üzerinde durma tezini desteklerken, bazen de bu tezi, yalnızlığın aksine insanlarla olan iletişimimizin bizi şekillendirdiği gerçeğiyle çürütüyor. Kendi sınavını, kendi kurallarıyla ve kendi başına veren anti-kahramanımız, dağ başında keşfettiği terk edilmiş bir otobüsü evi haline getiriyor ve seyir defterini bu mütevazi yerde tutuyor.


Aile içi problemler ve iletişimsizliklerin belki de bu serüvende en büyük ateşleyici unsur olduğunu söyleyebiliriz. Zira Alex kendini değil, ne olduğunu henüz bilmediği bir gerçeği arıyor ve sevdiği bir yazardan alıntı yaparak şöyle diyor: “Aşktan, paradan, inançtan, şöhretten ve adaletten ziyade… bana gerçeği verin!


Birçok genç yetenek gibi TV’den sinemaya geçiş yapan 24 yaşındaki başrol oyuncusu Emile Hirsch, hakkı verilmesi gereken bir performans sergiliyor ve özellikle fiziksel anlamda insan bedenini zorlayan bir rolün altından başarıyla kalkıyor. (Buradan da Christian Bale ve Machinist filmini şöyle bir yad ediyoruz)

Yönetmen Sean Penn’in, görsel anlamda muazzam bir gerçeklik yarattığının da altını çizmek lazım. Doğayı ve vahşi yaşamı, insan bedeninin limitlerini, duygusal medcezirleri ve bu hazmı zor gerçek yaşam öyküsünü tüm sertliği ve ruhani dehşetiyle önümüze koyuyor. William Hurt, Marcia Gay Harden, Vince Vaughn, Catherine Keener gibi önemli oyuncuların da rol aldığı film de bir kişiyi daha parmakla göstermek icap ediyor. 148 dakika uzunluğundaki bu filmde belki de toplam 15 dakika gözükmesine rağmen, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ına aday olan ve insanın etini acıtan üstün oyunculuğuyla şapka çıkarttığımız Hal Holbrook.


Detay can’dır: Son olarak filmin müziklerine imza atan ismin Eddie Vedder (Pearl Jam) olduğunu hatırlatıyor, Into The Wild’ı, sindirmesi güç, izlemesi zor, uzun uzun ve sızım sızım bir film olmasına rağmen ısrarla tavsiye ediyorum.


into the wild fragman

saku

0 Responses to "Into The Wild (2007)"

Yorum Gönder