şimdi öncelikle kadroya bir göz atalım... George Clooney, Ewan McGregor, Jeff Bridges ve Kevin Spacey... şaka gibi değil mi? ayrı ayrı sevdiğimiz, kendilerine has muazzam oyunculuklarıyla bizi bizden alan yetenekler kumkuması...

jon ronson'ın aynı adlı kitabından uyarlanan filmin senaryosuna bakalım şimdi de... her daim kaybetmeye, pes etmeye ve başarısızlıklara alışmış olan muhabir Bob Wilton, hayatının haberini yapmak ve biraz da kendini bulmak için Irak'a gider... savaşın ortasındaki bu yerde ne aradığını da tam olarak bilmezken Lyn Cassady ile karşılaşır... Lyn, ona "yeni dünya ordusu"ndan bahseder, bu ekip Amerikan ordusunun psişik güçlere sahip askerlerinden oluşan özel bir ekiptir... Lyn'in anlattıkları ise inanılır gibi değildir... Bob onun peşine takılır ve kendini aklın sınırlarını zorlayan bir öykünün içinde bulur...



kadro çılgın, senaryo bir garip... peki sonuç? tahminlerime göre 80'li yıllardan bugüne kadar onlarca frklı TV ve sinema projesinde oyuncu olarak yer alan Grant Heslov eşi dostu toplamış (çevresi sağlammış herhalde) ve demiş ki "ruh hastası saçma sapan bir film yapacağız, maksat eğlence olsun"... bunlar da "e hadi yapalım madem, seni mi kıracağız" demiş...

filmin herhangi bir mesajı yok... olmak zorunda mı... hayır! ama anlattığı bir şey de yok... bir buçuk saat boyunca iyi oyunculuklar, absürdlük ile güldüren durumlar ve ama bomboş bir film izledik... anlam vermek güç...