the departed


tamam biliyorum... çok daha evvel izlemeliydim ama sonuçta bir şeyler kalıyor, erteleniyor... raflarımda yüzlerce film var halen izlenmeyi bekleyen... sonçta geç olsun güç olmasın demek de lazım... 2006'nın 4 oscar'lı suç draması The Departed'ı dün akşam nihayet izledim... bu tarz filmlerde en büyük sıkıntı hikayenin örülüşü ve finaldeki bağlanışıdır... bir türlü toplayamaz, yarım/eksik kalır, anlamsız, karambol bir son olur, vs... oysa ki iyi bir entrika filmi ya çok düz, temiz ve ama insanın içini titreten bir berraklıkla bitmelidir, ya da aklımıza gelmeyecek şahane bir twist ile...

the departed, merak duygusunu devamlı zirvede tutan kurgusuyla, muazzam oyunculuklarla ve martin scorsese'nin kusursuz yönetimi ile gerçek bir şahesere dönüşüyor... finalinde, şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşarken ve devamlı surette "lan nooluyo" diye pür dikkat ekrana bakarken anladım ki "bu filmi çok daha önce izlemeliymişim"....



film katıldığı yarışma ve festivallerde de toplam 49 ödül kazandı... Leonardo DiCaprio, Matt Damon, Jack Nicholson, Mark Wahlberg, Martin Sheen ve Alec Baldwin'den oluşan arızalı kadrosu da cabası...

saku

8 Responses to "the departed"

Azura said :
16 Şubat 2010 22:14
Ben de finalde sok olmustum. Agzim acik kalmisti bir muddet yerimden kipirdayamadim falan. Evet biliyorum cogu kez abartirim ama ben filmi cok ciddi izlerim..Gercekten cok iyi bir filmdi!
SirEvo said :
16 Şubat 2010 23:57
Filmin güzelliği tartışılamaz ama şöyle bir yazı yazmıştım bir vakit;

http://cineshoot.blogspot.com/2009/09/kostebekler-tam-ezikler.html

Özgün bir film çıkması zaten beklenemez bunlardan ama hani bu kadar çalıntı olamaz. Baştan sona her şey aynı Uzakdoğu versiyonuyla... :)
saku said :
17 Şubat 2010 10:51
departed zaten infernal affairs'in uyarlamasıdır ve film kredilerinde aynı yazarlar boy gösterir... infernal affairs'i izleme şansım olmadı henüz... lakin diğer örneklerini verdiğin filmler de yine telif ile uyarlanmış filmlerdir... yani hiçkimse "bunu ben yazdım" diye bizi yemeye kalkmadı verdiğin örneklerde... hatta efsanevi uzakdoğu korkularının başarılı uyarlamaları olmakla övünerek, onlara saygı duruşunda bulunmuştur hepsi...

Alan Mak ve Felix Chong'un yazdığı Mou Gaan Doo (Infernal Affairs), William Monohan tarafından The Departed'a uyarlandı... kandırmaca yok yani ...

hollywood bizi hiç mi kandırmıyor? elbette kandırıyor, onun işi bu... sadece bu filmlerin hepsi uyarlamadır, teliflidir ve bu belirtilmektedir...

asıl garip ve bir anlamda düşündürcü olan, 2002'de çekilmiş bir filmin özgün senaryosunun yerine, 2006'da çekilen uyarlamanın "en iyi uyarlama senaryo oscarı"nı almasıdır...
SirEvo said :
17 Şubat 2010 11:00
Saygı duruşları mühim değil, sonuçta bu filmi oradan çalmışlar mı? Evet. Telif haklarına para verip, izin alıp aynısını yapmak ne kadar özgünlüktür? Ben olayın izninde değilim, aynı şeyi izletmelerindeyim. Hayır üstüne bir de oscarlara boğuyorlar, işin en garibi de o...
saku said :
17 Şubat 2010 11:28
söylemeye çalıştığım da o zaten, bunu yapanlar "özgün" olduklarını iddia etmiyorlar... biz uyarladık isteyen izlesin diyorlar... bence bunda bir sıkıntı yok... tuhaf ve belki de yanlış olan orijinalin bu kadar geri planda kalıp, uyarlamanın delice takdir görmesi...

dediğim gibi ben infernal affairs'i izlemedim... ama şu da var, eğer uyarlaması orijinalinden iyiyse kimse "aaa o niye takdir edildi de bu edilmedi" demesin...

yani özetle ben uyarlamaya da, uyarlamanın takdir edilmesine de karşı değilim... ben orijinalin hak ettiği takdiri görmemesine karşıyım...
Sokak Kedisi said :
19 Şubat 2010 14:05
Bir şarkıyı seslendiren pek çok ses sanatçısı olabiliyorken bir filmi uyarlayan birkaç yönetmen olması da çok garip gelmiyor bana. Üstelik ben pek çoğunun farklı ayrıntıları daha yüzeye yaklaştırdığını da düşünüyorum bu tekrarlar sırasında.

Ayrıca sahne tekrarlarıyla yapılan saygı duruşlarının sıkı sinema takipçilerine de keyifli bir şölen, bir nostalji, bir lezzet kattığına inanıyorum.

Meselde tekrarın, orjinalin hakkına saygıyı yitirmeden yapılmış olması önemli bana göre ki sinema sanatında bu muazzam dikkat edilen bir incelik zaten diye düşünüyorum

Sevgiler
saku said :
19 Şubat 2010 15:14
kaldı ki scorsese gibi, sinemanın ve sinema arşivlerinin korunmasını sağlamış, muazzam bir arşiv kurulmasına ve eski kopyaların gelecek kuşaklara aktarılabilmesine önayak olmuş bir yönetmenin, hiçbir meslektaşına saygısızlık veya haksızlık etmeyeceğine inanıyorum...

sirevo'nun söylediği sanırım, aynı şeyleri orijinalleri varken tekrardan pişirmelerinden ziyade, sanki o orijinal hiç yokmuşçasına yeni olanı övgüye boğmaları... ki evet orada bir gariplik yok değil...
SirEvo said :
19 Şubat 2010 16:49
Vallaha orijinalini alıp, üstüne "bana göre" hiçbir şey katmadan tekrardan sunmanın hiçbir açıklaması yoktur. Ben böyle düşünüyorum. Ona saygı göstermiş, buna saygı duymuş pek umurumda değil. Aynı sahneleri aynı şekilde çekmek pek de saygılı bir davranış değil gibi. Kaldı ki bunu sürekli yapıyorlar. Departed da da diğer filmlerde de bir saygı duruşuna denk gelmemiştim ben. Son film the Uninvited mesela. A Tale of Two Sisters'dan çalmışlar bodozlama, hiçbir saygı duruşuna denk gelmedim.

saku'nun dediği ödüle boğma olayı ise bambaşka bir eziklik. Hem başkasının yaptığının tekrarını yap, hem de bir ton ödül versinler. İyimiş. :))

Yorum Gönder