defendor (2009)


bu haftasonu, sivil insiyatifin yerel kahramanlığa dönüştüğü iki film izledim... uzun zamandır beklediğim bu filmlerden biri dramatik biri trajikomik bir öyküye sahipti... Harry Brown ve Defendor...

Oyuncu Peter Stebbings'in ilk yönetmenlik denemesinde Woody Harrelson harikalar yaratıyor... annesini çocuk yaşta uyuşturucu yüzünden kaybeden Arthur, zaman içinde yarattığı alt kimliği Defendor ile suçlulara karşı savaş açar ve bir uyuşturucu patronunun peşine düşer... acemice yöntemleri, acizliği ve herhangi bir süper gücünün olmamasından dolayı sıklıkla başını belaya sokan ve yaralanan Defendor, Kat (Kat Dennings) adındaki uyuşturucu bağımlısı genç bir kızdan yardım almaya başlar...


sıradan bir vatandaş olarak, suçla savaşırken yarattığın zarar ya da öldürdüğün biri yüzünden suçlanabilir misin... yaptığın doğru mudur... sınırların ne olmalıdır... hele ki akli dengesi tam olarak yerinde olmayan birinin uyuşturucuya karşı ölmek pahasına tek başına verdiği mücadelede, onu yargılamak bir çelişki değil midir?


kişisel intikam duygusunun, kitlesel vicdan ve yasalar ile çarpışması üzerine, bazen komik ama ağırlıklı olarak trajik bir öykü... bir komedi filmi sanarak başına oturduğum film, sağlı sollu yumruklarla aklımızı aldı... ve tekrar sormak lazım... Woody sen nasıl bir insansın?

saku

6 Responses to "defendor (2009)"

Vincent said :
22 Mart 2010 14:54
Aldım bunu listeye, mutlaka izleyecem.
CaRtMaNtR said :
22 Mart 2010 22:15
zombieland'dan sonra bu sene hep güzel filmlerde oynuyor woody baba.

herkes kendisini natural born killers ile sever ama ben daha ziyade white men can't jump filmi ile severim :)
saku said :
22 Mart 2010 23:37
benim bu adamı ilk izlediğim filmlerden biridir muhtemelen white men can't jump ve çok da severim... ama natural born killers da dahil olmak üzere bütün filmleri arasında, (film itibariyle de woody harrelson'un oyunculuğu itibariyle de) yere göğe sığdıramayacağım yegane film "the people vs. larry flynt"dir...
CaRtMaNtR said :
23 Mart 2010 21:21
hakikaten the people vs. larry flynt gibi marjinal bir hayatı anlatan filmde çok etkileyiciydi. hatta courtney love bile kötü değildi o filmde :)
saku said :
24 Mart 2010 10:08
courtney love hem ideal bir seçimdi, hem de yiğidi öldür hakkını yeme diyeyim, çünkü şaşırtıcı bir kusursuzlukla oynamıştı...
CaRtMaNtR said :
24 Mart 2010 21:23
hah onu diyorum courtney love'ı bile iyi gösteren bir film oldu :)

Yorum Gönder