hollywood'un en önemli storyteller'larından biri olan Terry Gilliam (Monty Python and the Holy Grail, Brazil, The Adventures of Baron Munchausen, Twelve Monkeys, Fear and Loathing in Las Vegas, The Brothers Grimm) kafamızı allak bullak etmeye devam ediyor. Heath Ledger'ın da son filmi olma özelliğini taşıyan the imaginarium of doctor parnassus, Gilliam'ın kaotik ve masalcı zihniyle tanışmak isteyenler için ideal... bizler gibi, bu zihinle hal-i hazırda tanışıp birkaç çipini yakmış sinemasever içinse kalan çipleri de yakma fırsatı sunuyor...

iyi ile kötünün temsili savaşında, kızının hayatı üzerine şeytanla girdiği iddia sonucu değer verdiği her şeyi kaybetme noktasına gelen doctor parnassus, son bir düello ile şansını bir kez daha denemeye karar verir... bu mücadelede parnassus ve ekibine katılan gizemli karakter Tony işleri kolaylaştıracak mıdır, yoksa hatırlamadığı geçmişi, şeytanın işine mi gelecektir?


filmin kadrosuna bakınca insanın gözü seyiriyor zaten... Heath Ledger, Johnny Depp, Jude Law, Colin Farrell, Christopher Plummer, Tom Waits ve adını bundan sonra sıklıkla duymaya hazırlanmamız icap eden Lily Cole...


film kimi noktalarda, gerçek ile hayalgücünün birleşmesi, karakterlerin değişimi ve devamlılık anlamında kafa karıştırsa da temposunu korumayı başarıyor... "bu film bize ne anlatıyor?" sorusuna ise nice farklı cevap mümkün... özetle Terry Gilliam aklımızı bulandırmayı çok seviyor... 2011 yılı için hazırlamakta olduğu The Man Who Killed Don Quixote filmi ise yeni merak unsurumuz... filmde Don Kişot'u canlandıracak isim de Robert Duvall imiş...

jobs in town'ın, yanlış meslek seçimine ve bu seçimin insan üzerindeki kısıtlayıcı/daraltıcı etkisine dair zeka dolu uygulamalarına bir göz atalım... günlük hayatta kullandığımız makinelerin işleyişi üzerinden yürüyen fikir, mecra zenginliğini de beraberinde getirmiş... hayat yanlış meslek için çok kısa! görsellerin büyük halleri için üstlerine tıklayın...

sanatçı ezgi genç sinemaya ve film afişlerine kendi perspektifinden bakıyor... keçe, kumaş, dikiş iğnesi üçgeninde aklımızı alıyor... sergi 1-18 Nisan arası Milk Gallery'de... uğramak lazım derim...

rus sürrealist ressam ve heykeltraş... sanatını metaforik realizm diye tanımlar... isminin salvador dali ile birlikte anılmasında da zaten en büyük etken eserlerindeki bu metaforik dokudur... resimlerin büyük halleri için üstlerine tıklayın... daha fazlasını merak edenler ise burayı tıklayabilirler...