the departed
tamam biliyorum... çok daha evvel izlemeliydim ama sonuçta bir şeyler kalıyor, erteleniyor... raflarımda yüzlerce film var halen izlenmeyi bekleyen... sonçta geç olsun güç olmasın demek de lazım... 2006'nın 4 oscar'lı suç draması The Departed'ı dün akşam nihayet izledim... bu tarz filmlerde en büyük sıkıntı hikayenin örülüşü ve finaldeki bağlanışıdır... bir türlü toplayamaz, yarım/eksik kalır, anlamsız, karambol bir son olur, vs... oysa ki iyi bir entrika filmi ya çok düz, temiz ve ama insanın içini titreten bir berraklıkla bitmelidir, ya da aklımıza gelmeyecek şahane bir twist ile...
the departed, merak duygusunu devamlı zirvede tutan kurgusuyla, muazzam oyunculuklarla ve martin scorsese'nin kusursuz yönetimi ile gerçek bir şahesere dönüşüyor... finalinde, şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşarken ve devamlı surette "lan nooluyo" diye pür dikkat ekrana bakarken anladım ki "bu filmi çok daha önce izlemeliymişim"....
film katıldığı yarışma ve festivallerde de toplam 49 ödül kazandı... Leonardo DiCaprio, Matt Damon, Jack Nicholson, Mark Wahlberg, Martin Sheen ve Alec Baldwin'den oluşan arızalı kadrosu da cabası...
8 Responses to "the departed"
http://cineshoot.blogspot.com/2009/09/kostebekler-tam-ezikler.html
Özgün bir film çıkması zaten beklenemez bunlardan ama hani bu kadar çalıntı olamaz. Baştan sona her şey aynı Uzakdoğu versiyonuyla... :)
Alan Mak ve Felix Chong'un yazdığı Mou Gaan Doo (Infernal Affairs), William Monohan tarafından The Departed'a uyarlandı... kandırmaca yok yani ...
hollywood bizi hiç mi kandırmıyor? elbette kandırıyor, onun işi bu... sadece bu filmlerin hepsi uyarlamadır, teliflidir ve bu belirtilmektedir...
asıl garip ve bir anlamda düşündürcü olan, 2002'de çekilmiş bir filmin özgün senaryosunun yerine, 2006'da çekilen uyarlamanın "en iyi uyarlama senaryo oscarı"nı almasıdır...
dediğim gibi ben infernal affairs'i izlemedim... ama şu da var, eğer uyarlaması orijinalinden iyiyse kimse "aaa o niye takdir edildi de bu edilmedi" demesin...
yani özetle ben uyarlamaya da, uyarlamanın takdir edilmesine de karşı değilim... ben orijinalin hak ettiği takdiri görmemesine karşıyım...
Ayrıca sahne tekrarlarıyla yapılan saygı duruşlarının sıkı sinema takipçilerine de keyifli bir şölen, bir nostalji, bir lezzet kattığına inanıyorum.
Meselde tekrarın, orjinalin hakkına saygıyı yitirmeden yapılmış olması önemli bana göre ki sinema sanatında bu muazzam dikkat edilen bir incelik zaten diye düşünüyorum
Sevgiler
sirevo'nun söylediği sanırım, aynı şeyleri orijinalleri varken tekrardan pişirmelerinden ziyade, sanki o orijinal hiç yokmuşçasına yeni olanı övgüye boğmaları... ki evet orada bir gariplik yok değil...
saku'nun dediği ödüle boğma olayı ise bambaşka bir eziklik. Hem başkasının yaptığının tekrarını yap, hem de bir ton ödül versinler. İyimiş. :))
Yorum Gönder