202 - ben bilemedim seni
ben bugün 202 no’lu otobüse bindim, ki ben sıklıkla 202 no’lu otobüse biniyorum… ama bu sefer bindiğim başka bir 202 gibiydi… bi 2020, ne bileyim bi 3001 gibiydi… niye’sini anlatayım…
otobüse ilk bindiğimde nazarımı çeken şey şoförün ön sağ alt çaprazındaki minik ekran oldu… zira otobüsün içinden farklı görüntüler gösteriyordu… bir alt kat, bir giriş kapısı (aaa ben), bir üst kat arka, bir üst kat ön… hayırdır? yahu otobüste ne yapabilirim ki ben… hadi yaptım diyelim, sen önüne baksana, beni mi izliyosun… kaldı ki hakikaten ne yapılmışsa artık ortamda 4-5 kamerayla izleniyor… trt o kadar kamera kullanmıyor lan manyaklar…
efenim her ne ise çıktım üst kata oturdum, A noktasından B noktasına varır gibi iken alt kata geri indim… bir de ne duyayım… otobüs gaza bastıkça sanırsın uzay mekiği kapsül bırakıyo… diyeceksiniz ki hiç uzay mekiği kapsül bırakırken orada bulundun mu a mübalağcı, a fikirsiz… ama dostlar, kafamızda bir çağrışım var nihayetinde… şoför gaza bastıkça tikuuuu, direksiyon çevirdikçe vikaaaaaa diye sesler geliyor… dur düğmesinin takılı olduğu tutunma direkleri falan bi garip… sanırsın iç dizaynı stanley kubrick yapmış…
en sonunda durağa yaklaştık… neyse ki kaptan yavaşlayınca otobüs yerelleşti… hıfffzısıhhhaaa diye bir fren sesi ile vatanıma geri döndüm… başka başka haller bunlar, ansızın yabancılaşmalar… piiii…
0 Responses to "202 - ben bilemedim seni"
Yorum Gönder